Thursday 30 October 2014

ofis stajı: MeMA

 Staja Kuzguncuk'taki Mert Eyiler Mimar Atölyesi'nde başladım. İlk gün Mert Eyiler'le elde olan işlerde nasıl yer alacağımız üzerine konuşarak başladık. Gittiğimiz dönemde halihazırda şantiyesi devam eden Gebze'de bir fabrika yapısı, henüz kazısı başlamamış tasarım aşamasında Bahçeşehir ve Başakşehir'de 2 konut yapısı vardı ve Levent'te bir konut ünitesinin iç dizayn tasarım ve şantiyesi vardı. Bunların yanında Mert stajı beraber yaptığım arkadaşım Özgür'le bireysel bir yarışma projesi gerçekleştirmemiz için bizi destekledi.



Başakşehir'de 16 ve 23 katlı iki kuleden ve altında bir çarşıdan oluşan konut yapısı üzerinde çalıştık. Yapının tasarım aşamasında yer aldık ve cephe düzeni üzerinde denemeler yaptık. Yapının maketini ve dijital modelini yaptık böylece model üzerinden ilerleme fırsatımız olabildi.










 










Yapının cephe kurgusu üzerine denemeler yaptık. Yapının kütle tasarımıyla ıslak hacim ve iç mekandaki malzemelerle ilgili araştırmamızı da eşzamanlı olarak yürüttük. Bunun için Kale başta olmak üzere birçok firmanın kataloglarını inceledik ve render motorlarını kullandık.









Islak hacim ve iç mekandaki malzeme araştırmalarımız sonrası Kale'nin showroomuna giderek ürün seçeneklerini yerinde gördük.


Staj süresi içinde Eskişehir Stadyumu arazisi için açılmış olan ''Meteorik Boşluk, Eskişehir Yerçekim Kuvvetini Yaratıyor'' yarışması için çalıştık ve kendi önerimizi sunduk.

















 Bahçeşehir'deki bir başka konut yapısının topografya maketini yaparak tasarım önerileri geliştirdik.












Stajın en besleyici taraflarından biri mühendis ve malzeme firmalarıyla yaptığımız toplantılardı. Tasarım süreci devam ederken girdiğimiz bu toplantılarda maliyet, uygulanabilirlik üzerine konuşup gerekli görülen yerlerde revizeler yaptık. Son haftalara geldiğimizde konut yapısı üzerindeki tasarım kararlarımız değişiyordu. Toplantılardan aldığımız geri dönüşler bu kararlarda etkisini gösterdi.

gezi stajı 2014

3 arkadaşımla Diyarbakır'a tola koyulmak üzere Ankara'da buluştuk, trenle başlayacağımız bu yolculukta Diyarbakır'a varmamız 24 saate yakın bir süre aldı.



Diyarbakır'a vardığımızda suriçine gittik. Diyarbakır'dan suriçine giden ana cadde de yoğun olarak kamu binaları vardı. Surların eski şehrin içinde yürünerek deneyimlenen bir yapı olması hem yapının fiziki koşulları nedeniyle hem de psikolojik olarak çok etkileyiciydi. 16. yy.dan beri Osmanlı Devleti'nin en önemli şehirlerinden biri olan Diyarbakır, günümüze kadar korunabilmiş surları ve suriçindeki hayatla hala çok canlı bir şehir.






Diyarbakır'da ilk izlenimlerimiz insanların sıcaklığı oldu, gezimiz için çok bir rota çizmeden gelmiş olsak da insanların yardımıyla bir çok güzel mekan ile tanıştık. Kahvaltı için Hasan Paşa hanına gittik, karşısındaki ulu cami de bir sonraki hedefimizken aradaki meydanın halk tarafından çok yoğun kullanıldığını gözlemledik.














Cami yakın zamanda bir restorasyon geçirmiş olsa da bu restorasyonun gayet başarılı yapılmış olduğunu düşündük. Buradan sonra çeşitli müzeleri ve tarihi kiliseleri gezdik.